Konuşma Terapileri ile ilgili doğru sanılan yanlışlar

Konuşma Terapileri ile ilgili doğru sanılan yanlışlar

Kekemelik 15 günde çocukları veya yetişkinleri susturarak geçer .(YANLIŞ!)

Kekemelik konuşma ve dil terapistlerinin en çok uğraştığı ve tedavisi en güç olan konuşma bozukluğudur. İlacı veya kısa dönemde sonuç veren bir tedavisi yoktur. Şu ana kadar 300 tane kekemelik nedeni bilimsel olarak belirlenmiştir  ve bir o kadar da belirlenmemiş nedeni vardır. Kişiye özgü konuşma terapisi planlanmadan tedavisi mümkün değildir. Kekemelikte kısa süreli düzelmeler görüldüğü için geçtiği yanılgısı oluşur. Konuşma terapisi böyle durumlarda danışanına en uygun terapiyi planlar ve bu planlama yaşlara göre kekemeliğin şiddetine göre değişiklik gösterir. Kekemelikteki konuşma terapisini sadece konuşma ve dil terapistleri planlarlar ve diğer meslek gruplarıyla birlikte çalışırlar.

D.K.M metodu diye kekemeliğe müdehale yöntemi vardır. (YANLIŞ)

Konuşma ve dil terapisi bilimi bilimsel esaslar üzerinde oturur. Sağlık bilimleri ve sosyal bilimlerin ortak alanıdır. Bu yüzden bir terapi yönteminin yöntem olarak sunulabilmesi için bilimsel araştırma sonucu etkinliğinin faktörlü dergi dediğimiz yansız ve bilimsel kurulu olan uluslararası yayın olarak basılması kriteri vardır. Bu yayınlar İngilizce olarak yapılır. Kekemelik tedavi literatüründe D.K.M diye susmaya dayalı bir tedavi şekli yoktur.

Kekemeliği olanlar her zaman konuşurken takılırlar. (YANLIŞ)

Hiçbir kekeme sürekli kekeme değildir. Kişilerin ve çocukların iyi dönemlerinde konuşmaları akıcı ve normaldir. Bu yüzden kekemelikle ilgili araştırmaları yapmak çok zordur. Kişi bir gün çok bozuk konuşurken başka bir gün çok iyi konuşur. Bu da konuyu bilmeyen kişileri çok rahat yanıltabilir.

Ayak tabanına bası yapılarak uygulanan alternatif tedaviler (refleksoloji gibi) konuşmayı düzeltir. (YANLIŞ!)

Refleksolojinin konuşmayı düzelttiğini gösteren  hiçbir bilimsel veri yoktur. Ayrıca vücudun çeşitli yerlerine basarak veya ayağa basarak, konuşmanın motor kaslarının hareketleneceğini iddia etmek son derece gerçek dışı bir iddiadır.

Çocuklar er ya da geç nasıl olsa konuşur. Bu normaldir .(YANLIŞ!)

Normal gelişimi göstermeyen her durum bir gecikmedir ve konuşma ve dil değerlendirmesini gerektirir. Gecikmelerin arkasında pek çok çeşitli konuşma bozuklukları çıkabiliyor. Bunlar ancak çocuklar küçük yaşlarda terapi alırlarsa düzeliyor.

Konuşma ve dil bozukluğu teşhisini doktorlar yaparlar.(YANLIŞ!)

Konuşma ve Dil Bozuklukları Uzmanları ve Terapistleri konularında teşhis yapma yetisi ile mezun olurlar. Bunun sebebi teşhislerin terapiler sonucu konuluyor olmasıdır. Belli testler ve ölçümler yapılmadan teşhis koymak mümkün değildir. Bazen testlerinize rağmen teşhis için çocuğu veya yetişkini birkaç defa terapi yapmanız gerekebilir. KDT (Konuşma ve Dil Terapisi) bilimi teşhis koyucularını da kendi içinden yetiştirir.

Konuşma ve Dil Bozukluklarını düzeltmek için ilaç kullanılır. (YANLIŞ!)

Şu ana kadar konuşmayan kişiyi konuşturacak veya konuşma terapisi yerine geçecek bir ilaç geliştirilmiş değildir. Konuşma ve dil terapileri uzun sürebilirler ama çoğu başarılı terapilerdir.

Konuşma ve dil gelişimi bozuk çocuklara konuşma uzmanlığı olmayanlar da terapi yapabilir! (YANLIŞ!)

Bu bir mesleki istismardır. Ailelerin bu konuda çok dikkatli olmalarını ve konuşma ve dil terapisi uzmanlığı diploması olmayan kişilere çocuklarını konuşturmak için gitmemelerini öneririm.

Konuşma ve Dil terapistliği basit ve kısa süreli kurslarla da edinilebilinir. Bunun hiçbir tehlikesi yoktur. (YANLIŞ)

Konuşma ve Dil terapisi seanslarında bizler yüze, ağza ve boyuna çeşitli manipülasyonlar yapmak durumunda kalabiliriz. Bunlar aynı zamanda son derece tehlikelidir ve iyi eğitilmiş uzmanların yapması gereken müdahalelerdir. Bu yüzden dernekler tarafından cahilce yapılan kısa süreli kurslar açmak bu mesleğin ve danışanların kötüye kullanılmasıdır. KDT bilimini öğrenmek isteyen gençlerin tanınmış üniversitelerin bünyesinde ve iyi eğitim kadrosu olan ingilizce öğrenerek girecekleri master programlarını tercih etmelerini öneririm. Çünkü bu meslekte ingilizce zorunludur. Kliniği olmayan master programları hiçbir işe yaramadığı gibi danışanına da zarar verecektir.

Dil altı bağı (ing. tongue tie) çocuklarda konuşmanın başlamasını engeller (YANLIŞ)

Dil altı bağı olan çocuk veya yetişkinler telaffuz problemi yaşarlar. Dil altı bağı KBB (Kulak-Burun-Boğaz) hekimleri tarafından rahatlıkla görülebilinir. Türkçe de konuşurken dilin en geniş açı yaptığı ses L sesidir. Dil altı bağı L sesi gibi dil ucunun üst diş yuvasına uzanmasını gerektiren seslerin (bunlar T, D, N gibi) söylenmesini zorlaştırır ama konuşmayı engellemez.

Bazı internet siteleri diyor ki; insanın dudağı ve dili tembel olurmuş? Ayva yemek iyi gelirmiş (YANLIŞ)

Normal gelişen bir insan, konuşma için kullanacağı, ağız ve boğaz kaslarının gelişimini anne sütü içerken, yemek yerken ve sıvı tüketirken tamamlar. Öyle ki bebekler 18 aylık olduklarında dudak kasları sıkıca kapanabilir ve yemekler ağızlarından düşmez. Bu beceriyi kazanan bebek, ilk dudak seslerini de çıkartacak kassal olgunluğa ulaşmış olur. Yüz bölgesinde zayıflıkları olan çocuklar çoğunlukla belli bir hastalığın sonucu yüz kaslarını kullanamazlar. Veya 4-5 yaşına kadar emzik emmiş ve püre yemiş çocukların konuşma kasları zayıf olabilir ama tembel olamaz. Çünkü söz konusu kaslar hali hazır da çalışmaktadırlar. Bu sebepledir ki, herhangi bir yetişkinin dudaklarının ve dilinin tembel olduğunu söylemek (ki bu terim tamamıyla uydurmadır) bu kişinin yemekleri ağzından düşürdüğü anlamına gelir. Bu da sadece ağır hastalıklarda görülen ender bir durumdur. Ayva yemenin buna iyi geldiği de hiç görülmemiştir.

R harfini söyleyemeyen yetişkinler için konuşma terapisinin yapacağı bir şey yoktur.

R harfini kelimelerde çıkartamayan yetişkinlerin bunu çok dert ettiklerine Konuşma Uzmanları çokça tanık olmaktadırlar. Kabul etmek gerekir ki bu sesi çıkartmak yaş ilerledikçe güçleşmektedir. Sesin kazanımı da, kişiden kişiye de farklılık göstermektedir. Örneğin bazı yetişkinler R sesini başta söylerken bazısı sonda söyleyememektedir. Eğer kişi R ötümünü elde etmiş ise bunu kelime başına-ortasına ve sonuna taşımak daha kolay olur. Ama hiç R çıkartamayanlar için sesi keşfetmek çok daha uzun bir süreçtir. Burada R harfini telaffuz edemeyen bireylere verilecek en iyi öneri önce Konuşma ve Dil Terapistinin fikrini almaları ve eğer gerçekten R sesini düzelteceklerine inanıyorlar ise bunun üzerine gitmelerdir. Çünkü hiçbir terapi yöntemi insanın kendi iradesi ve azminden daha üstün değildir.

Güzel konuşan kişiler güzel konuşmayı da öğretebilirmiş? (YANLIŞ)

Her güzel konuşan güzel konuşma öğretemez; çünkü konuşma yeteneği de yürümek, koşmak, yemek yemek, su içmek gibi doğal olarak yaptığımız ve çok az farkında olduğumuz bir beceridir. Her insanın konuşma merkezi beyninde aynı yerde olmasına rağmen konuşma merkezinin kullanım bölgeleri, kanlanmaları farklıdır. Örneğin kız çocukları konuşma gelişimlerinde erkek çocuklarından hep ilerdedirler. Bu durum hayatları boyunca da devam eder. Anne ve babamızın konuşma becerisi, önceki nesillerin davranışları ve konuşma becerileri, doğduğunuz ortam, kardeş sayımız, kişiliğimiz, ne kadar yüksek sesle kitap okuduğumuz, işitmemiz ve işittiklerimizi dinlememiz hepsi nasıl konuştuğumuzu belirler. Güzel konuşan biri bu saydığım nedenler yüzünden güzel konuşur. Ve çoğu zaman nasıl güzel konuşuyorsun sorusuna da doğru cevap veremez. Çünkü kendisi de bunu bilmez. Ama iş konuşma öğretmeye gelince; ancak konuşma mekaniğini ve dil gelişimini bilen ehli birisi başka birinin konuşmasının yanlışlarını analiz edebilir. Bu kişiler de konuşma konusunda uzmanlığı olan kişilerdir. Dünyanın en ünlü konuşma eğitmenlerinden/ terapistlerinden biri olan Van Riper kekemeydi. Yakın zamanlarda ölene kadar kekemelere ve konuşması bozuk insanlara konuşmayı başarı ile öğretti. Bunlardan veya daha başka bir çok sebepten dolayı ‘‘güzel konuşan güzel konuşmayı öğretir’’mantığı yanlıştır.

No Comments

Post A Comment